Çinko

Çinko tüm hücrelerimizin içinde ve 200 kadar enzimin yapısında bulunur. Çinko diğer minerallere göre daha fazla enzimatik reaksiyonda görev alır. Ayrıca timus hormonları, insülin, büyüme hormonu gibi birçok hormonun oluşumunda görev alır. İnsanda ortalama olarak 1.4-2.5 g çinko bulunmaktadır. Vücutta en çok kas dokusunda (% 65) depolanır. En yüksek oranda eritrosit ve lökositlerde bulunur. 

Sınırda çinko eksikliği kendini enfeksiyona yatkınlıkta artma, yara iyileşmesinde gecikme, koku ve tat duyusunda azalma, sivilce, egzema, sedef hastalığı gibi cilt bozuklukları ile belli eder. Diğer çinko eksikliği ile ilişkili bulgular gece görme yeteneğinde azalma, gelişme geriliği, testis atrofisi, ağız ülserleri, dilde beyaz tabaka oluşumu, nefesin kötü kokması olarak söylenebilir.

Tırnaklardaki beyaz noktalanma çinko eksikliğini gösterebilir. Çinko eksikliğine bağlı yara iyileşmesindeki gecikme sonucu, tırnak kökündeki travmalar sonucu noktalanmalar oluşabilir.

İmmün sistemde oldukça önemlidir.  Çinko seviyesi azaldığı zaman, T hücre sayısı ve timus hormonları azalır, ayrıca beyaz küre hücrelerinin immün cevapta görevli olan fonksiyonları durur. Neyse ki bu etkiler, yeterli çinko desteği sağlandığı zaman düzelebilir. Çinko, C vitamini gibi direkt antiviral etkinliğe sahiptir. Soğuk algınlığına neden olan virüslere de etkindir.

Ayrıca çinko erkek üreme sisteminde belki de en önemli eser mineraldir. Hormon metabolizması, sperm oluşumu ve hareketi gibi erkek üreme sisteminin her aşamasında görevlidir. Çinko eksikliği testosteron seviyesinde ve sperm sayısında azalmaya yol açar.

Çinkonun kullanılabilecek birçok formu vardır. Çinkonun pikolinat, asetat, sitrat, gliserit ve metioninle bağlı formlarıdır. Biyoyararlılığı en fazla olan çinko pikolinattır.