36 sonuç bulundu
Alfa-Lipoik Asit

Alfa lipoik asit, antioksidan adı verilen vitamin benzeri bir kimyasaldır. Maya, karaciğer, böbrek, ıspanak, brokoli ve patates iyi alfa lipoik asit kaynaklarıdır. Aynı zamanda laboratuvarda ilaç olarak kullanılmak üzere yapılmıştır.

Alfa lipoik asit, en çok diyabetler ve bacaklarda ve kollarda yanma, ağrı ve uyuşukluk gibi sinire bağlı diyabet semptomları için ağızdan alınır. Bu sinirle ilgili semptomların tedavisi için yüksek dozlarda alfa lipoik asit Almanya’da onaylanmıştır. Alfa lipoik asit, vücutta belirli türdeki hücre hasarlarını önlemeye yardımcı olur ve aynı zamanda E vitamini ve C vitamini gibi vitamin seviyelerini de geri kazandırır. Alfa lipoik asidin, diyabetteki nöronların işlevini ve iletkenliğini artırabildiğine dair kanıtlar vardır.

Ayrıca alfa lipoik asit vücutta karbonhidratları parçalamak ve vücuttaki diğer organlar için enerji yapmak için kullanılır ve  alfa lipoik asit antioksidan gibi çalışır, bu da beyne hasar veya yaralanma koşulları altında koruma sağlayabileceği anlamına gelir. Antioksidan etkiler bazı karaciğer hastalıklarında da yardımcı olabilir.

Fonksiyonel Tıp Nedir?

Günümüz tıbbıyla aynı bilimsel zeminden doğan Türkiye’de yeni sayılabilecek bir tedavi yaklaşımıdır. 
Günümüz tıbbında hastalık tanısı konulur ve tedavisi düzenlenir. Süreç oldukça yoğun işler ve hastalıkların kök nedenleri sorgulanmaz.

Fonksiyonel tıp değerlendirmesi ise hastaların semptom ve bulgularının altında yatan nedenleri araştırır. 
Hastalıkların kök nedenlerinin tespiti ve tedavisi fonksiyonel tıp yaklaşımı sayesinde mümkündür.
Hastalıkların nedenlerini incelemesi ve hastayı bir bütün olarak ele alması nedeniyle günümüzde yaygınlaşan kronik hastalıklar açısından fonksiyonel tıp yaklaşımı ön plandaki tedavi modelidir.

Hangi hastalar fonksiyonel tıp değerlendirmesi için uygundur?
Kronik hastalığı olanlar, çok sayıda ilaç kullanan ve azalmasını isteyenler ya da yalnızca kendini sağlıklı hissetmeyenler başvurabilirler.

Daha doğal bir yaklaşım olması, sağlığının ne durumda olduğunu öğrenmek isteyen ve kronik hastalıklardan korunmak isteyen kişiler için de Fonksiyonel Tıp değerlendirmesini uygun bir yaklaşım yapar.
Asetil L Karnitin

Vücutta asetil-L-karnitin, L-karnitinden yapılır. Ayrıca L-karnitine dönüştürülebilir. L-karnitin, vücutta doğal olarak üretilen bir amino asittir (proteinler için yapı taşı). Enerji üretmeye yardımcı olur. Bir amino asit olmasına rağmen, L-karnitin proteinlerin üretimi için kullanılmaz.

Bazı insanlar Alzheimer hastalığı, yaşa bağlı hafıza kaybı, depresyon, alkolizmle ilgili düşünme problemleri, Lyme hastalığı ile ilgili düşünme problemleri ve çok zayıf karaciğer fonksiyonu ile ilgili düşünme problemleri gibi çeşitli zihinsel bozukluklar için ağız yoluyla asetil-L-karnitini alır. Ayrıca Down sendromu, bipolar bozukluk, inme sonrası beyinde zayıf dolaşım, katarakt, diyabet nedeniyle sinir ağrısı, AIDS veya kanser tedavisinde kullanılan ilaçlar nedeniyle sinir ağrısı, siyatik, fibromiyalji ve yüz felcinde de kullanılır.

Asetil-L-karnitin yaşlanma ile ilgili yorgunluk, multipl skleroz denilen bir hastalıkla ilgili yorgunluk, amyotrofik lateral skleroz denilen kas kaybı, genetik kırılgan-X sendromlu çocuklarda hiperaktivite bozukluğu (DEHB) düzeyleri ve dikkat eksikliği için kullanılır. Haricen ağızdan alınır ve cildin yaşlanması, diyabet, yüksek tansiyon ve anormal kan yağları seviyesi için kullanılır.

Asetil-L-karnitin, fibromiyalji denilen bir ağrı durumu ve tipik olarak elleri ve ayakları (periferik nöropati) etkileyen sinir ağrısı için kas içine enjekte edilir. Asetil-L-karnitin, vücudun enerji üretmesine yardımcı olur. Kalp ve beyin fonksiyonu, kas hareketi ve diğer birçok vücut süreci için önemlidir.

B12 (Kobalamin)

B12 Vitamini vücudumuz için birçok şey yapar. Örneğin, DNA'mızı ve kırmızı kan hücrelerinizi hazırlamaya yardımcı olur ve sinir sistemi metabolizmasında olduğu gibi tüm metabolizmada etkili bir vitamindir. 

Vücudumuz B12 vitamini üretmediğinden, onu hayvansal gıdalardan veya takviyelerden almak zorundayız. Ve bunu düzenli olarak yapmalısınız, çünkü vücudumuz uzun süre B12 vitaminini depolayamaz.

Eksikliğinde;

Bağırsakların çalışması için etkin olan B12 vitamini eksilince bu çalışma ya yavaşlar ya da hızlı çalışır. Bu yüzden bağırsak besinleri çözümlemekte ya zorlanır ya da hızlı çözer. Kabızlık ve sürekli ishal gibi iki farklı sindirim sorununa neden olur.

Sinir uçlarının daha sağlıklı çalışması ve vücut içerisindeki alışverişi sağlamak için B12 vitamini gereklidir. Ancak B12 vitamini eksilince sinir hücreleri yeteri kadar beyne uyarıcı veremez bu da beyin yorgunluğunu artırır. Buna bağlı stres ve gerginlik gibi ruhsal rahatsızlıklar artar.

Vücudun hastalıklara karşı direncinin azalmasının nedenleri arasında B12 vitamin eksikliği vardır. Özellikle sürekli grip ve yorgunluk halleri bu yüzden yaşanır.

Kas ve kemiklerin zayıflaması ayrıca gün içerisinde kişinin vücut enerjisinin çabuk tükenmesi de B12 eksikliği belirtileri arasındadır.
 

Fonksiyonel tıp tedavisi nasıl olur?
Fonksiyonel tıp tedavisinde ilaçlar nadiren yer alır. Kişinin iyileşmesi ve korunması için hastalık gelişiminde rol oynayan faktörleri ortadan kaldırılması hedeflenir. 

Hasta eğitimi ve teşvik edilmesi, takviyelerle ‘’yerine koyma’’ yaklaşımı ve belirli yaşam tarzı değişiklikleri fonksiyonel tıp tedavisinde sıklıkla yer alır.
K2 Vitamini

K vitaminleri yağda çözünen bir vitaminler grubudur. K1 ve K2 vitamini besinlerde bulunan en önemli iki K vitamini formudur. Vitamin K1 genellile kan pıhtılaşmasında rol alır, vitamin K2 ise kemik yapımının görevinde, kemik sağlamlığının sürdürülmesinde ve damarlarda kalsiyum birikmesini önlemede rol alır.

K2 vitamini kardiyovasküler hastalık riskini azaltırken, aynı zamanda kemik gücünü optimize etmek ve kırık riskini azaltmak için uygulanması gereken yenilikçi tedavi yöntemlerinde yer verildi. Güçlü kemiklerin ve sağlıklı damarların desteklenmesinde kalsiyum, D vitamini ve magnezyum ile birlikte K2 vitamini de alınmalıdır.

Çalışmalar sonucunda,  K2 vitamininin kemik sağlığını iyileştirmesinde etkili olduğu sonucuna varılmıştır. Bir meta analiz çalışmasında, yüksek K2 vitamini seviyelerinin omurga kırıklarında yaklaşık %60, kalça kırıklarında %77 ve tüm omurga dışı kırıklarda yaklaşık %81 azalma gösterdiği sonucuna varılmıştır. K2 vitamini takviyesi, üç yıllık klinik çalışmada menopoz dönemi sonrasında bulunan kadınlarda kemik kuvvetini artırmıştır.

Ayrıca, artan K2 vitamini alımının damarlarda kalsiyum birikiminde azalma ile ilişkili olduğu düşünülmektedir. Bunun yanı sıra klinik çalışmalar, K2 vitamini takviyesinin damarların elastikiyetini artırdığını (üç yılda) kanıtlamıştır.

K2 vitamini, vücudun iskelet ve kalp-damar sağlığını eş zamanlı olarak destekleyerek kalsiyumu doğru kullanmasına yardımcı olan proteinleri aktif hale getirir.

K2 vitamini takviyelerinin zeytinyağı bazlı olması emilimini arttırarak faydasının artmasını sağlar.  D vitamini ile birlikte sunulan K2 vitaminleri tercih edilmelidir.

K2 vitamin dozları doktor kontrolünde olmalıdır ve hastanın tedavisine yönelik kullanılması gereken doz, doktor tarafından artırılabilir veya azaltılabilir.

N-Acetyl Cysteine (NAC)

N-asetil sistein (NAC) vücut tarafından antioksidanlar oluşturmak için kullanılır. Antioksidanlar, hücreleri hasardan koruyan ve tamir eden vitaminler, mineraller ve diğer besinlerdir. NAC'yi ek veya reçeteli bir ilaç olarak alınabilir.

Reçeteli bir ilaç olarak, doktorlar asetaminofen doz aşımı tedavisinde NAC kullanır. Ayrıca kronik bronşit gibi bazı akciğer hastalıkları olan kişilerde mukusun parçalanmasına yardımcı olabilir. Takviye gıda olarak olarak, bazı insanlar karaciğeri korumaya çalışmak için NAC kullanır. Bazı ilaçların neden olduğu mesane veya nörolojik hasarı önlemeye yardımcı olabileceğine dair kanıtlar var.

Koenzim Q10

Koenzim Q10 vücutta bulunan, ancak özellikle kalp, karaciğer, böbrek ve pankreasta bulunan vitamin ben-zeri bir maddedir. Et ve deniz ürünlerinde az miktarda bulunur. Koenzim Q10 da laboratuvarda da yapılabi-lir.

Koenzim Q10, kalp yetmezliği ve vücutta sıvı birikmesi (konjestif kalp yetmezliği veya CHF), göğüs ağrısı (anjina) ve yüksek tansiyon gibi kalbi etkileyen durumlar için kullanılır. Ayrıca, migrene bağlı baş ağrısını, Parkinson hastalığını ve diğer birçok durumu önlemek için kullanılır.

Koenzim Q10, birçok organın düzgün çalışması ve vücuttaki kimyasal reaksiyonlar için gerekli olan vitamin benzeri önemli bir maddedir. Hücrelere enerji sağlanmasına yardımcı olur. Koenzim Q10 da antioksidan aktiviteye sahiptir. Kalp yetmezliği, yüksek tansiyon, diş eti hastalığı, Parkinson hastalığı, kan enfeksiyonla-rı, kasların belirli hastalıkları ve HIV enfeksiyonu gibi belirli hastalıkları olan kişilerde koenzim Q10 seviyesi düşük olabilir.
 

Selenyum

Selenyum toprakta, suda ve bazı yiyeceklerde bulunan bir mineraldir. Birçok vücut işleminin doğru çalışması için önemlidir.
Vücuttaki selenyumun çoğu diyetten gelir. Yiyeceklerdeki selenyum miktarı, yetiştirildiği yere bağlıdır. Yengeç, karaciğer, balık, kümes hayvanları genellikle iyi selenyum kaynaklarıdır. Topraklardaki selenyum miktarı dünya genelinde çok değişkenlik gösterir; bu, bu topraklarda yetişen yiyeceklerin de farklı selenyum seviyelerine sahip olduğu anlamına gelir. ABD'de, Doğu Kıyı Ovası ve Kuzeybatı Pasifik en düşük selenyum seviyelerine sahiptir. Bu bölgelerdeki insanlar, diyetlerinden doğal olarak günde yaklaşık 60 ila 90 mcg selenyum alırlar. Bu selenyum miktarı yeterli olsa da, ABD'de 125 mcg olan ortalama günlük alımın altındadır.

Selenyum, tiroidin yetersiz çalışması (otoimmün tiroidit) ve hamilelik sırasında yüksek tansiyona neden olan bir hastalık olan selenyum eksikliği için kullanılır. Aynı zamanda felç, statin ilaçlarından kaynaklanan komplikasyonlar ve anormal kolesterol seviyeleri gibi kalp hastalıkları ve kan damarlarının yanı sıra diğer birçok durum için de kullanılır.

Selenyum, birçok vücut işleminin doğru çalışması için önemlidir. Antioksidanların etkisini arttırır.

 

7 Yıl Önce Fonksiyonel Tıp ile tanışan Dr. Kerem Korkut hastalıklarla mücadelesini anlatıyor

Hakkımızda

Fonksiyonel Tıp ekibimizin temel amacı, hastalık yapıcı nedenlerin ortadan kaldırılması, mevcut hastalıkların seyrinin geriye döndürülmesi ve mümkünse tamamen tedavi edilmesidir. Bu yaklaşım, sağlığın yeniden kazanılması ve iyileştirilmesi için semptomların baskılanmasından ziyade, hastalığın altınd...

daha fazla...

Geleceğimizde Sağlık Var

Herhangi bir hastalığa genetik olarak yatkınlığın olması, hastalığın hemen ortaya çıkacağı anlamına gelmez. Bir hastalığın ortaya çıkması için genetik yatkınlık, etkili olan faktörlerden sadece birisidir. Beslenme, yaşam tarzı, toksik maaruziyet, stres, uyku kalitesi, egzersiz durumu, sigara-alkol ...

daha fazla...

Kronik hastalıkların tedavisinde Türkiye’de henüz yeni sayılabilecek bir tedavi yaklaşımıdır. Pek çok farklı branşın katkısıyla oluşmuş, bilim temelli bir tıp modelidir. Yaygın tıp anlayışından farklı olarak hastalıkların tanısını koymaz ya da ilaç yazmaz. Bunun yerine mevcut rahatsızlığın altında y...

daha fazla...

Kaliteli Uyku ve Sağlığımız

Uyku; fiziksel ve ruhsal yönden vücudun yenilenip ertesi güne hazırlığı için çok önemli olan yaşamızın bir parçasıdır. Uyku günlük yaşantımızın 1/3’ünü oluşturur. Uyku yalnızca dinlenme için gerekli olduğu düşünülen ancak yenilenme, hormon dengesi, hücre yenilenmesi, büyüme, kalıcı hafıza gibi aslın...

daha fazla...